Öne Çıkan Yayın

Eğer...

Eğer, bütün etrafındakiler panik içine düştüğü ve bunun sebebini senden bildikleri zaman sen başını dik tutabilir ve sağduyunu kaybet...

2 Ocak 2015 Cuma

YENİLİKÇİLİK VE DEĞİŞİM

“Başarıyla büyüyen bir organizasyonun bileşenlerinde yüksek derecede sistem ve istikrar, az ama önemli miktarda çalkantı öğesi olmalıdır. Bu çalkantının kaynağı yeniliktir.” Roger La Salle

Yenilik bugün ister bireysel, ister kurumsal, ister ulusal düzeyde düşünelim, herkesin gündeminde olan bir konudur. Yenilikçilik, karenin dışında, planlı ve basit düşünmeyi, bugünün ve güncel becerilerin ötesine bakmaya çalışmayı gerektirir.

Yenilikçilik kavramı basit ve açıktır. Bir fikir üretmek ya da yeni bir yol çizebilmek için önemli üniversitelerden önemli diplomalara ya da pahalı eğitim sertifikalarına sahip olmanız gerekmez. Çünkü iyi bir fikri kimin ürettiği çok da önemli değildir.

Elbette ki, yenilikçilik sadece yeni bir fikir üretilmesi değildir. Asıl önemli nokta, fikrin uygulamaya geçirilmesidir. Tarihteki en büyük keşifler şaşırtıcı derecede basit ve açıktır. Ancak, kabul etmek gerekir ki, açık olan bir şeyi bile ortaya çıkarmak emeğe, üzerinde çalışmaya ve belki de en önemlisi gerçekten istekli olmaya gereksinim duyar.

Peki, bizi harekete geçirerek, birdenbire yenilikçi kılacak olan şeyler neler olabilir? Harekete geçmemizi sağlayan çağrılar neler olabilir?

Bir ürünün, şirketin fırsatlarını genişletmek için üretilen fikirleri tohumlara benzetebiliriz. Bildiğiniz gibi, tohumlar bir bitkiyi oluşturan temel maddelerdir. Yeni düşünceyi ve değer katacak yenilikleri harekete geçirebilmek için tohumlar serpilmesi gerekir.

İlk tohum; değişimdir. Yeniliğin ilk, tam ve doğru anlamı budur. Değer katacak değişiklikler yapmak, değer katmayan tüm aktivite ve operasyonları elimine etmektir.

İkinci tohum; aksesuarlardır. Ürünlere, değer katacak yeni şeyler eklenmesidir. Halihazırda müşteri taleplerine uygun üretilen ürünlere beklentileri aşan, tatmini artıran sürpriz unsurların eklenmesidir. Aksesuar sunmak, yeni müşterilere olduğu kadar, mevcut müşterilere de fazladan satış yapma girişimidir.

Üçüncü tohum; tamamlayıcılıktır. Ürünleri satın alan insanların ruh halini düşünerek, bu ruh halinin bilincinde olarak aynı alanda ek ürünler sunmaktır.

Dördüncü tohum; genişletmektir. Sahip olduğumuz kaynakların etkin kullanılması ile fırsatları en üst seviyeye çıkarmanın yollarını aramaktır.



Kaynak:

Yeniyi Düşünmek, Roger La Salle, Kalder Yayınları,2007 Kasım