Öne Çıkan Yayın

Eğer...

Eğer, bütün etrafındakiler panik içine düştüğü ve bunun sebebini senden bildikleri zaman sen başını dik tutabilir ve sağduyunu kaybet...

17 Ağustos 2022 Çarşamba

STRATEJİK PERFORMANS YÖNETİMİ: BALANCED SCORECARD YÖNTEMİ

NİSAN 2012
Başarılı şirket "sürekli değer yaratabilen" şirkettir. Başarı ise, hem "Doğru işin yapılması" (Strateji), hem de "işin doğru yapılması" (Toplam Kalite Yönetimi) ile yakalanıyor.

Sürekli değer yaratabilen şirketler, oluşturdukları stratejileri ilgili tüm alanlarda hayata geçirebilme başarısını gösterebilen ve stratejik performanslarını sürekli olarak ölçme ve geliştirme yeteneğine sahip kurumlardır.

Bir kurumu geleceğe hazırlamada en önemli unsur o kurumun, rakiplerinin ve çevrenin koşullarına uygun olarak geliştirilmiş özgün stratejilere sahip olması ve stratejilerin etkinlikle uygulanmasıdır. Fortune dergisinin bir araştırmasına göre "Etkin olarak uygulanabilen stratejilerin oranı %10’u bile geçmemektedir." Tüm dünyada işletmelerin yaygınlıkla kullandıkları Balanced Scorecard kavramını (Kurumsal Karne Yöntemi) ortaya çıkaran R. Kaplan ve D. Norton, bu konuda detaylı bir araştırma yaparak stratejilerin etkin olarak uygulanabilmesinin önünde dört engel bulunduğunu tespit etmişlerdir:

·       Vizyon engeli: Kurum hedefinin ve stratejisinin onları uygulamakla sorumlu çalışanlar tarafından yeterince anlaşılmamış olması
·       Operasyonel engel: Bütçeleme, yatırım planlaması gibi yönetim sistemlerinin uzun vadeli stratejik yaklaşımlar ve öğrenme odaklı olmaması
·       Yönetim engeli: Üst Yönetimin zamanlarını günlük sorunları çözmek için kullanıp, stratejik düşünceye yeterince eğilmemesi
·       İnsan engeli: İnsan kaynakları uygulamalarının strateji ile bağlantısının kurulmamış olması
Balanced Scorecard, kurum performansının en önemli belirleyicisi olan stratejinin, performans sonuçlarına süratle ve ölçülebilir bir şekilde yansımasına yardımcı olan bir araçtır. Balanced Scorecard yöntemine göre şirket performans göstergelerinin en az dört boyutta dengeli olarak ortaya konulması gerekmektedir.

·       Finansal boyut: Finansal açıdan başarılı olabilmemiz için hissedarlarımız bizi nasıl görmeli?
·       Müşteri boyutu: Vizyonumuzu gerçekleştirmemiz için müşterilerimiz bizi nasıl görmeli?
·       Operasyonel boyut: Müşterilerimizi tatmin edebilmemiz için hangi süreçlerde mükemmelliğe ulaşmalıyız?
·       Öğrenme ve gelişme boyutu: Vizyonumuzu gerçekleştirebilmemiz için değişme ve gelişme yeteneğimizi nasıl korumalıyız?

Gelecek düşünceleri ile operasyonel konular arasındaki bağ doğru şekilde kurulmalıdır. Organizasyon strateji odaklı organizasyon yapısına kavuşturulmalıdır.
 “Strateji Odaklı Organizasyon”
·       Değişimi üst düzey liderlik ile harekete geçirmek
·       Stratejiyi operasyonel terimlere tercüme etmek
·       Organizasyonu strateji ile uyumlaştırmak
·       Stratejiyi herkesin işi yapmak için motive etmek
·       Stratejiyi devamlı bir süreç haline getirmek için yönetmek

EFQM’in Mükemmellik Modeli, şirketler için bir stratejik değerlendirme mekanizmasıdır ve organizasyonun yönetimini bütünsel bir bakış açısıyla değerlendirme imkânı sunmaktadır. EFQM Mükemmellik Modeli, Balanced Scorecard yöntemi ile entegre olarak kullanılabilir. EFQM Modelinin temelinde kuruluşların sürdürülebilir mükemmelliğe erişmesinde kullanılan sekiz temel kavram bulunmaktadır. Balanced Scorecard yönteminden hareketle, mükemmelliğin temel kavramlarından biri olan Dengeli Sonuçlar Gerçekleştirme” kavramını hatırlayalım:
Mükemmel kuruluşlar, planlı biçimde paydaşlarının kısa ve uzun vadeli gereksinimlerini karşılayan ve uygun alanlarda bu gereksinimleri aşan dengeli sonuçlarla misyonlarını gerçekleştirir ve vizyonlarına doğru ilerler.
Uygulamada mükemmel kuruluşlar;
·       Misyonlarını gerçekleştirmek için hangi temel sonuçların gerekli olduğunun farkındadır; vizyon ve stratejik amaçlarına yönelik ilerlemeyi anlar.
·       Paydaşların gereksinim ve beklentilerini toplar; bunları stratejilerini ve stratejilerini destekleyen politikalarını oluşturma ve gözden geçirme sürecinde girdi olarak kullanır ve değişikliklere karşı sürekli hazır bulunur.
·       İlerlemeyi gözden geçirmek amacıyla, temel paydaşlarının kısa ve uzun vadeli önceliklerini dikkate almalarını sağlayan ve iyi tanımlanmış “neden-sonuç” ilişkisi içinde dengeli bir sonuçlar bütünü kullanır.
·       Geleceğe ilişkin senaryoları anlamak ve stratejik riskleri yönetmek amacıyla etkili mekanizmaları uygulamaya alır.
·       Gerekli çıktıları ve bunlarla ilişkili performans göstergelerini tanımlar; hedeflerini belirlerken kendi performansı ile başka kuruluşların performansının karşılaştırma sonuçlarını, misyon ve vizyonlarını esas alır.
·       Uzun ve kısa vadeli amaçlara erişmek ve gerekli sonuçları gerçekleştirmek üzere strateji ve stratejiyi destekleyen politikaları sistematik bir biçimde uygular.
·       Gelecekteki performansı iyileştirmek amacıyla gerçekleştirilen sonuçları değerlendirir ve paydaşlarına sürdürülebilir yararlar sağlar.
·       Uygun yönetişim unsurları da dahil, temel paydaşlarının beklentilerini karşılamaya yönelik raporlamanın şeffaf bir biçimde yapılmasını güvence altına alır.
·       Etkili ve zamanında karar verebilmelerini ve kuruluşun gelecekteki performansını doğru tahmin edebilmelerini sağlamak üzere liderlerine doğru ve yeterli bilgi verilmesini güvence altına alır.
Stratejilerin uygulanabilirliğinin sağlanabilmesi için güncel ve esnek olması gerekmektedir. Ancak, bir o kadar önemli diğer bir nokta stratejilerin yayılımı ve tüm organizasyon tarafından benimsenmiş olmasıdır. Benimsenen stratejilerin doğruluğunu ve sonuçların hedeflere uygunluğunu ölçmek ve bu doğrultuda sürekli gelişme ise etkin stratejik yönetimin gerekliliğidir. Bir kurum, vizyonunu gerçekleştirmek için senkronize hareket etmelidir. Yüksek performans, organizasyonun tüm unsurlarının koordineli bir ahenk ile çalışmalarını gerektirir.

03.04.2012

Kaynak:

Balanced Scorecard, Kaplan&Norton, 2009 

11 Ağustos 2020 Salı

Her Şey Sende Gizli



Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif...
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerin uzağı gördüğü  kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
nefret  ettiklerin kadar kötü.
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin...
Yaşadıklarını kâr sayma
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar
yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün...
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme, bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi, sevdiğin kadar
sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın.
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın.
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
güneşin seni ısıttığı kadar  sıcak.
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin...

İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak 
Bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun...
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin 
Bunu da öğren...
Sevdiğin kadar sevilirsin..

Can Yücel 

30 Aralık 2019 Pazartesi

Mutluluğu tanıyacaksın!

İlhan Selçuk'un çok sevdiğim bu güzel yazısını yıl bitmeden paylaşmak istedim. Mutlu olmak için çok şey beklemeyeceğimiz "mutlu bir yıl" olsun.
Sevgiler...



Eğer mutluluğu tanımıyorsan, sana 
merhaba demez, 
hayatın çileli yollarında 
bin kez karşılaşsan bile ne sen onu tanırsın, 
ne de o sana selam verir.



Mutluluğu tanıyacaksın.


Kim bilir, belki de evin bahçesinde büyüyen çam ağacıdır mutluluk, belki sokağın köşesinde boy atan akasyadır. Evin bahçesinde çam yoksa, sokağın köşesinde akasya salınmıyorsa, pencereden avuç içi gibi görünen denizdir.




Pencereden görünmüyorsa deniz, sokağa bak! 
Sokakta oynayan bir çocuk yok mu?



Varsa adı mutluluktur. Ya yoksa?



Kimbilir mutluluk belki de çocuk değil, bir kedidir, soğuk kış günü camdan sana bakıyor.



Aç pencereyi, girsin sıcak odaya minik kedi. Yavrunun önüne bir tabak süt koydun mu, üşümesi geçer, mırlamaya başlar; sen de mutluluğu kedinle paylaşırsın.



Ama mutluluk camdan bakan kedi değildir. 

Belki mapushane penceresinden görünen gök yüzüdür, ya da gökyüzünde uçuşan beyaz buluttur. Gökyüzünde bulut mu yok?



Uzaklaş pencereden, eline bir kitap al, sayfalarını karıştır, işte bir şiir.



Şiir mutluluktur; sözcüklerini inci taneleri gibi belleğine dizebilirsin, dizelerini gözeneklerinle özümleyebilirsin, anlamını içine çekip soluyabilirsin, ama gerçekten mutluluğa hazırsan..



Ya hazır değilsen?



Sen duyumsamaya hazır değilsen, mutluluk ne ağaç kılığına girip karşına çıkar, ne çocuklaşır, ne de şiirleşip bir kitap sayfasında seninle bulaşabilir.



İlhan Selçuk

1 Nisan 2019 Pazartesi

İyi niyetini kaybetme..

Herşeyden önce niyetini temiz tutmalı insan...
Temiz tuttuğundan emin olmalı!
Her şarta ve karşısına çıkan her kötülüğe rağmen!
O iyiyse, yanlış yapsan telafisi var.
O iyiyse, herşeyle derdin olsa, vicdanınla olmaz.
O iyiyse, yolda kalmazsın.
O iyiyse herşey önünde sonunda yoluna girer...