Öne Çıkan Yayın

Eğer...

Eğer, bütün etrafındakiler panik içine düştüğü ve bunun sebebini senden bildikleri zaman sen başını dik tutabilir ve sağduyunu kaybet...

29 Haziran 2016 Çarşamba

Zamanın Durduğu Yer: SAFRANBOLU



 İmren Lokum Konak
Kaymakamlar Konağı 
Bakırcılar Çarşısı 



Hıdırlık Tepesinden Panoramik Safranbolu













Yörük Köyü



 
İncesu Kanyonu











23 Haziran 2016 Perşembe

TAM ZAMANINDA!


Üretim sistemleri son dönemlerde önemli ölçüde değişiklik göstermektedir. Bu değişikliğin başlangıcı tartışmasız olarak Toyota'nın 1960'larda kendi içinde başlattığı ve geliştirdiği Tam Zamanında Üretim Sistemi idi. Bu anlayış ile gelişen çekme mantığının faydaları, stoksuz üretim ile oluşan müşteriye kulak verme ihtiyacı, verimlilik artışı ve dolayısıyla mali kazanç bu sistemin daha da geliştirilmesini sağladı.

Tam zamanında üretim, üretim için gerekli malzemelerin, gerekli miktarda, zamanında temin edilmesi ve tam ihtiyaç duyulduğu zamanda, kalitede, miktarda üretilmesi ve müşteriye teslim edilmesidir. Tam zamanında üretimin temel taşları; yalın üretim, sıfır stok, sıfır hata ve yalın yönetim anlayışının benimsenmesidir.

Yönetimin yalın olması, "gerçekten gereksinme olmayan her şeyden kurtulmak" anlamındadır. Bunlar, üretimle ilgili gereksiz işlemler olabileceği gibi, organizasyon modelinde gerçekten ihtiyaç duyulmayan verimsiz görevlerden ve bunların maliyetinden de kurtulmaktır. İşletmelerin daha az sürede, daha az enerjiyle, daha verimli bir insan gücü ile üretim yapmalarını sağlamaktır. Bu şekilde; gecikme, bürokrasi, israf ve iletişim hataları gibi sorunlar da ortadan kalkacaktır.

Bir üretim sisteminde biriktir-beklet anlayışı, stok dağları arasında atölyeden çok depoyu andıran bir fabrika düzeni, karmaşık bir ürün akışı, yüksek taşıma süreleri,  çok uzun sipariş teslimleri dolayısıyla yüksek maliyetler ve memnun olmayan müşteriler yaratır.

Bir üretim sisteminde 7 israf çeşidinden bahsedebiliriz:

  1. Katma değeri olmayan faaliyetler
  2. Gereksiz ya da uygun olmayan çalışma süreçleri
  3. Gereksiz hareketler
  4. Beklemeler
  5. Hatalı ürün/ fire
  6. Üretim fazlası
  7. Stok fazlası
İsrafın kaynaklarına ise şu örnekleri verebiliriz: Plansız yerleşim, uzun hazırlık süreleri, yetersiz prosesler, zayıf bakım, yetersiz çalışma metotları, eğitim eksikliği, motivasyon eksikliği, yöneticilerin ilgisizliği, etkisiz üretim planlama ve uygulama, tedarikçiye duyulan güvensizlik…

Yalın düşünce, israfa karşı alınmış önlemler bütününü içerir. İsraf, hiçbir değer yaratmadan kaynakları tüketen faaliyetlerdir. Yalın düşünce, israfa yol açan yanlış uygulamaları, işlem ve işlevleri ortadan kaldırmak ve bunlara karşı önlemler almak üzere ortaya atılan bir düşünce biçimidir.

7 İsrafa Karşı 6 Sıfır

1- Sıfır stok (sıfır ürün fazlası)
2- Sıfır hata 
3- Sıfır çelişki
4-Üretimde sıfır ölü zaman
5-Müşteri için sıfır bekleme süresi
6-Sıfır Kağıt (sıfır bürokrasi ve sıfır gereksiz iletişim)

Teslimat sürelerinin sürekli kısaldığı, maliyetlerin azaldığı, müşteri odaklı üretimin yapıldığı bir rekabet ortamında verimlilik ve etkinlik işletmelerin varlığını sürdürmelerinin en temel şartı olmuştur. Maliyetleri azaltmak, kaliteyi geliştirmek, müşteri memnuniyetini artırmak, stokları azaltmak ve esnekliği arttırmak tam zamanında üretim yönetim sisteminin temel amacı ve yaklaşım biçimidir.

Tam zamanında üretim yaklaşımının hakim olduğu işletmelerde her birim tek bir merkez gibi yönetildiğinden, çalışanların tek düşüncesi ve amacı en etkin, en verimli/optimum şekilde çalışmak ve şirket hedeflerine ulaşılmasını sağlamak olur. Bu yaklaşımın yayılımının fazlalılığı, işletme içindeki işbirliğinin ve takım ruhunun gelişmesine fırsat sağlayacaktır.

Sürekli iyileştirmelerin temelinde; gerçekleştirilen sürekli, küçük iyileştirmeler vardır ve iyileştirme olanaklarının araştırılması herkesin, özellikle de o işi yapanların görevidir.


Sistem düşüncesi olmadan vizyon gelecek üzerine sevimli resimler çizmekle kalır. Gerçek sistem düşüncesinin özü, bir zihniyet değişikliğinde yatmaktadır. Kendimizi organizasyondan ayrı olarak görmekten organizasyon ile bağlantılı olarak görmeye, problemlerimizi dışarıdan bir başkasının veya başka bir şeyin yol açtığı problemler olarak görmekten kendi eylemlerimizin yaşadığımız problemleri nasıl yarattığını görmeye yönelen bir zihniyet değişikliğine geçeriz. Ancak bu değişiklikle insanlar kendi gerçeklerini nasıl yaratacaklarını keşfedeceklerdir, nasıl değiştirebileceklerini de… Unutulmamalıdır ki, hiçbir operasyon, küçük bir iyileştirme yapılamayacak kadar mükemmel değildir!