Öne Çıkan Yayın

Eğer...

Eğer, bütün etrafındakiler panik içine düştüğü ve bunun sebebini senden bildikleri zaman sen başını dik tutabilir ve sağduyunu kaybet...

22 Temmuz 2010 Perşembe

STRATEJİK DÜŞÜNCE

Temmuz 2010

Strateji nedir?

Strateji “Önceden belirlenen bir amaca ulaşmak için izlenen yol” olarak tanımlanmaktadır. Strateji, bir işletmenin belirlenmiş hedeflere ulaşabilmesi amacı ile seçtiği uzun vadeli yoldur. İşletmenin varlığını sürdürmesini, rakiplerinin önüne geçmesini, kaynaklarını etkin ve verimli kullanmasını sağlamak için alınan geleceğe dair uzun vadeli kararlardır.

İş dünyasında artık başarının yolu hızlı ve doğru karar almaktan geçmektedir. Ancak alınan kararların birbirinden bağımsız değil, birbirini destekler ve tamamlar nitelikte olması gerekir.

Dünyanın en önemli yönetim gurularından biri olan Prof. Dr. Henry Mintzberg strateji ile planlamanın birbirine karıştırıldığına dikkat çekiyor. Mintzberg’e göre planların çoğu stratejik değil, operasyonel. Bir anlamda fabrika yapmak, ürün tanıtmak, eleman almak gibi konularla ilgili. Ona göre strateji, teknikler ile değil, tamamen düşünceler ile ilgilidir. Strateji aslında yapmak, düşünmek ve gelişmekte olan olaylara tepki vermektir.



Stratejik düşünce yaklaşımına göre; strateji güç kullanma sanatıdır. Strateji, hem işletmenin sahip olduğu güç ve kaynaklar, hem de dış çevreden doğan fırsatlar ve tehditler ile ilgilidir. İşletmenin sahip olduğu tüm kaynaklar (mali kaynaklar, insan, ekipman, çevre, piyasadaki tanınırlık, müşteri sadakati, ürünün farklılığı vb.) o işletmenin gücünü oluşturur. Başarı, daha güçlü olmaktan çok, gücün en verimli şekilde kullanılması ile ilgilidir. Sahip olunan gücü verimli kullanmak için doğru stratejiyi belirlemek ve doğru planlama yaparak planı uygulamak gerekir.



Stratejinin ilk adımı hedef belirlemektir. Eğer hedef belirli değilse bir stratejiden söz edilemez. Nereye gittiğinizi bilmiyorsanız oraya varamazsınız. Bir hedef ve bir güç var. Bu noktada; sorulacak ilk soru bu güçle bu hedefi ele geçirebilir miyim? Eğer işletmenin sahip olduğu güç hedefe ulaşmak için yeterli değilse veya hedefe ulaşmak için tüm gücünü tüketip sonrasındaki ihtiyaçları karşılayamayacak ise hedeften vazgeçmeden önce şu soruların yanıtı aranmalıdır: Hedefi bölmek veya küçültmek mümkün müdür? Küçülen hedefleri tek tek ele alarak ana hedefe aşamalı şekilde ulaşmak mümkün olur mu? Hedef bölmede izlenecek stratejik yaklaşım önemlidir. Hedef küçük parçalara bölündüğünde stratejiden uzaklaşılmadığından emin olmak gerekir.

Stratejik düşüncede, misyon, vizyon ve değerler önemli kavramlardır. İşletme yönetiminin öncelikle vizyon ve misyonunu bilinçli ve açık olarak saptamış olmaları ve sürekli değişen koşullara ayak uydurabilecek stratejik yönetim anlayışına sahip olması gerekmektedir.

Misyon işletmenin ne yapmak üzere kurulduğunu, yani işletmenin varlık nedenini ifade eder. Vizyon, gelecekte işletmenin kendini görmek istediği yeri gösterir. Ancak, işletmelerin başarısı için ilk koşul, her ne kadar stratejik yönetimin iki önemli ayağı olan, misyon ve vizyonun doğru olarak tanımlamış olması ise de, saptanmış olan vizyon ve misyonun çalışanlar tarafından da benimsenerek sahiplenilmiş olması da gerekir. Tüm çalışanların kurum vizyonunu paylaşması, kurumun hangi yöne gittiğini bilmesi, çalışanların enerjisinin bu yöne yoğunlaşmasının sağlanması, bu önemli hedefin parçası olma hissinin oluşması açısından önemlidir.

Değerler ise stratejik düşüncenin çimentosudur. Değerler işletmenin tüm hedeflerini, planlarını, kararlarını bir arada ve belirli prensipler çerçevesinde birleştiren unsurlardır. Bir işletme ancak iş ahlakı ve değerler sistemi ile birlikte var olabilir. Değerleri ve prensipleri olmayan bir işletmenin, bulunduğu iş çevresinde uzun süre ayakta kalması, başarısını uzun süre devam ettirmesi söz konusu değildir. Bunları uygulayacak, iş yaşamına ve işle ilgili tüm kararlarına yansıtacak olanlar ise çalışanlardır. Bu nedenle; tüm bu unsurlara ilave olarak, yönetimsel başarı için, işletmenin her kademesinde yer alan çalışanların çalışkanlık, kararlılık, fedakârlık, planlı ve sistematik hareket etme ve benzeri değerlere sahip olmaları gerekmektedir.

Her kademedeki çalışanlar şirket içinde ve dışında gelişen olaylar hakkında bilgi sahibi olmalıdır. Bu, strateji belirlemenin ön koşullarından biridir. Fikirlerin sadece yöneticilerce değil, herkes tarafından üretilmesi gerekir. Yöneticilerin bir diğer önemli sorumluluğu ortaya konan stratejilerin çalışanlar tarafından anlaşıldığından emin olmaktır.

Vizyon, hedef, strateji ve iş sonuçlarına odaklanarak çalışmak demek, şirket içinde geniş bir katılımla belirlenmiş şirket vizyonu ile onu destekleyen hedef ve stratejilerin ve iş sonuçlarının neler olduğunu çok iyi bilmek, benimseyip içselleştirmek ve her düzeydeki yönetsel kararları alırken, eldeki kaynakları kullanırken ve her türlü uygulamayı yaşama geçirirken ortaya çıkabilecek sonuçların bunları en üst düzeyde desteklemesini gözetmek demektir.

Bu ise, daha az bürokratik bir yapıda, yetkilerin olabildiği ölçüde alt kademelere devredildiği, hızlı karar alınıp uygulayabilen bir yapı ile mümkündür. Bu süreçte, özellikle yönetici konumunda görev yapan kişiler; yaklaşım, davranış ve uygulamalarıyla çalışanlarına örnek olmalı ve yol göstermelidir.

Paylaşılan vizyon, hedef, stratejiler ve iş sonuçları ve bunlara odaklı çalışma; her düzeyde kritik kararların alınmasında ve uygulamada karşılaşılan sorunlara çözüm bulunmasında yol gösterici bir işlev görecektir. Ortak bir sinerji yaratılarak şirket genelinde en üst düzeyde performansa ulaşılmasına olanak verecektir. Kişilerin bireysel performanslarının ortak sonuçlar üzerindeki etkisinin net bir biçimde görülmesi ve doğru olarak değerlendirilmesini mümkün kılarak, tüm işletme mensuplarını kendi bireysel başarma arzularını tatmin etme konusunda motive edecektir.